28 Eylül 2010 Salı

Oniki - Jasper Kent


Oniki, kitabın kapağında da belirtildiği üzere 1812 yılının Rusya'sında geçiyor. Fransa'nın, başında Napoleon Bonaparte ile Rusya'yı fethetmek üzere çıktığı seferi, bir Rus subayın gözünden aktarıyor. Yazar, son zamanların gözde konusu "vampir" olgusunu tarihi bir roman içerisinde yedirerek okuyucuya sunuyor. 

Aynı zamanda on iki kişilik Oprichniki (Savaşçı) ile İsa'nın on iki havarisi arasında bir benzetme yapmış. Savaşçılardan bir tanesi, Iuda ile İsa'yı Roma'lılara ihbar eden havari Judah arasındaki benzeşim özellikle son sayfalarda ortaya çıkan sürprizle çok vurgulanmış. 


Türkler, roman içerisinde sıklıkla geçen ve Rus'lar için gerçekten en büyük düşmanlardan biri olmuş bir halk olarak anlatılmış. Çok sıkıntı vermişiz meğerse Rus'lara. 

Kitabın başında roman'a girmeden anlatılan bir Rus Halk öyküsü, romanı çok güzel özetlemekte. Özellikle bittikten sonra öykünün önemini kesinlikle daha iyi anlıyorsunuz.

Savaş zamanı, Moskova'nın boşaltılması, yangınlara teslim olması çok güzel anlatılmış. İnsan gerçekten o günleri yaşıyor adeta. Hüzünleniyor! İstemeden de olsa İşgal zamanında İstanbul'u düşünüyor.

Fransız ordusunun geri çekilirken, çekilen sefaleti çok iyi anlatılmış. Açlıktan ölen hayvanların etinin yenmesi, ölen askerlerin kıyafetlerinin alınması vs. korkunç tasvirler. Hele soğukta geri çekilme devam ettikçe açlık nedeniyle sağlıklı atların bile öldürülmesi ve ölen askerlerin etlerinin yenmesi (cannibalism) insanı dehşete düşürüyor. 

Rus komutanın, Fransa ordusunu sahile vuran bir dalga olarak benzetmesi, hoşuma giden diğer bir konuydu. Sahilde oynayan çocuklar nasıl dalga sahile vurduğunda karşısında durmayıp, içeri doğru kaçışarak dalganın gücünü yitirmesini beklerse, Rus ordusunun da Fransa gibi büyük bir dalganın önünde durmanın bir anlamı olmadığını belirtmiş. Rusya'nın da çok büyük bir sahil olduğunu belirtmiş. Sonuçta haklı olduğunu görüyoruz. 

Bir başka konu ise subayın sevgilisinin, aşkını sonsuza kadar yaşayabilmek adına vampir olma özlemi. Bence vampir olmanın istenebileceği en güzel sebeplerden biri. 

Sonuçta gerçekten son zamanlarda okuduğum, tarihi olayların içerisinde geçen romanlardan hoşlananlar için kesinlikle tavsiye edebileceğim bir kitap. 

Bir çok şey hoşuma gittiği için biraz biraz anlatıyorum. Umarım Siz de benim zevk aldığım yerlerde zevk alır, atladığım yerler için yorumlarınızı paylaşırsınız. 

Obelix

1 yorum:

  1. Tarihi konuların roman ögeleri katılıp okuyucuya ulastırılması insanı kitaba bağlıyor.Kitabı okurken dönem dönem Napolyon'un hayatını incelemek icin ansiklopedik bilgilere bakmak, sizi kitabı yorumlamak için daha derinlerine inmenize sebep oluyor. Akıcı anlatım ve halk öykülerinin kulaktan kulağa dolaşan varlığı sizi iyice heyecanlandırıyor.Acaba gercekten varoldular mı dedirtiyor......
    Romantizmin bile unutulmadığı bu kitap da yazarın Moskova'nın ateş içindeki günlerinin tasviri şaşırtıcı.Ayrıca kitabın bir beşlemenin birinci kitabı oldugunu düsünürsek, bizi merak dolu günler bekliyor diyebilirim.Kaçırmamalısınız.
    TYPHOON

    YanıtlaSil