22 Mart 2011 Salı

Kutsal Kefen - Julia Navarro

Kutsal Kefen

İsa peygamber gömülürken sarıldığı belirtilen kefen Torino'da San Giovanni Battista Katedralinde sergilenmektedir. Arka arkaya yaşanan yangınlar, polis şefi Marco Valoni'nin birilerinin kefeni kaçırmaya çalıştığını düşündürür. Tüm ipuçları Urfa'daki (yine Urfa!) gizli bir hiristiyan bir topluluğa götürür. Öte taraftan yinr tapınak şövalyeleri ile kefen arasında bir bağlantı bulunur. (Yine efsanevi tapınak şovalyeleri)

Roman iki koldan devam ediyor. Yazar, bir taraftan günümüzde yaşanmakta olan kefeni kaçırmaya çalışan dili kesik hırsızlarla Urfa arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarmaya çalışıyor. Diğer kolda ise İsa'nın ölümünden günümüze kefenin tarih boyunca izlediği yol ve maceralar anlatılıyor. Kefen'in orta asyadan, Urfa- İstanbul, Fransa, Portekiz, İtalya, ve İskoçya gibi coğrafi bölgeler arasındaki yolculuk yaşanan tarihi olaylar çerçevesinde anlatılıyor.

Yazar, bence güzel bir konuyu yine popüler bir mit olan tapınak şövalyelerine bağlayarak garantili bir satış grafiği sağlamış olduğunu düşünüyorum. Ne yazık ki Tom Knox romanlarından sonra bana biraz daha zayıf bir kitap olarak geldi. Özellikle tüm düğümün çözüldüğü son bölüm çok basit ve artık bitirelim havasında tamamlanmış gibi. Kitap bittiğinde yine tarih konusunda yeni şeyler öğrendiğim için sevdim ama dediğim gibi bu kitap itibarı ile Julia Navarro bir Tom Knox değil. Ama Kutsal kefen derinlemesine işlenip açık ipuçları için güzel önermeler getirmiş. Bu arada tarih konusunda açıklık getirmiş. Adeta kefenin tarih boyunca yaptığı yolculukta beraber seyahat etmiş gibi oluyor okuyucu. 

Özellikle kafamızı kurcalayan kimsenin pek görmediği ama bildiği aileleri (Rockafeller, Rotchild, ...) tapınak şövalyelerine bağlamış. Böylelikle uzun bir zaman boyunca büyük bir hazineye hükmeden tapınak şövalyelerin aslında tarihten silinmediğini, günümüzde hala devletler üstü bir konumda dünya politikasını etkileyen bu aileler oldukların altını çizmiş. 

Kitapta özellikle Fransa kralı ve Papa'nın nasıl işbirliği yapıp tapınak şövalyelerini nasıl tarihten sildikleri detaylıca anlatılmış. 

Hoşuma giden bir konu ise İtalyan dedekiflerden birisinin Urfa'da bulunan gizli örgütün Hiristiyan  olmasının çok şaşırtıcı olmaması gerektiği çünkü Atatürk'e teşekkür ederek Türkiye'nin laik bir ülke olduğunu belirtiyor! :-)

Belki yanlış zamanda okuduğum için çok başarılı bulmadım, bir Dan brown veya bir Tom Knox okumasaydım çok daha memnun olabilirdim. Ama yine de Kutsal kefen konusunda derinlemesine bilgi veriyor. Tarihte geçen kısmı çok daha güzel iken günümüzde geçen kısmı çok yavan kalmış. :-(

17 Ocak 2011 Pazartesi

The Marks Of Cain - Tom Knox

Tom Knox, “Yaratılış Sırrı” kitabındaki formülü bu kitapta da aynen uygulamış. Hangi formül diye soracak olursanız!; Bir tarafta işkence ile öldürülen insanlar, seri cinayetler. Diğer tarafta tarihten gelen bir takım bilgilerin belli bölgelerde izdüşümlerinin incelenmesi. 2 hikaye sonlara doğru birleşip yüksek oktanlı bir sonla bitiyor. J Dan Brown’un özellikle popüler hale getirdiğini düşündüğüm tarihteki olaylardan destek alıp, günümüzde bir gizi ortaya çıkaran romanlardan diyebiliriz. Bunu romanı küçümsemek için değil, tersine kesinlikle bilmediğim bir çok şey öğrendiğim ve zevkle okuduğum bir kitap oldu. Kitabın ne yazık ki Türkçe basımı yok şu anda. İngilizce versiyonunu okudum. Türkçeye çevrilme olasılığı çok yüksek. (Umarım ilk kitapta yaşanan Türkçe imla hataları bu kitapta yaşanmaz temennisi ile özetine geçelim. J)

16 Ocak 2011 Pazar

Şah&Sultan - İskender Pala

Yavuz Sultan Selim ile Şah ismail arasındaki mücadele, her iki tarafın bakış açısıyla anlatılmaktadır. Reha Çamuroğlu'nun "Şah İsmail"inde Şah İsmail tarafından anlatılan tarihi olaylar bu sefer her iki tarafın bakış açısıyla anlatılmıştır. Her iki tarafın iktidar olmaları aşamaları, savaşları, mücadeleri anlatılmıştır. Bu arada her iki tarafın "Taçlı Hatun" Bihruze'ye karşı duyulan sevgi, kitabın en önemli  olaylardan biridir.

Kitapta her bölüm bir beyitle başlamaktadır. Selim, Selimi mahlasıyla yazmıştır. Şah İsmail'in beyitleri ise Hıtay ellerin sahibi anlamına gelen "Hıtayi" mahlasıyla yazılmıştır. Fakat Çaldıran şavasında büyük hata yaptığını kabul ederek "Hatayi" mahlasıyla yazmaya başlar.

Kitapta karşıtlıklar, ikilemler sorgulanmış, irdelenmiştir. Yavuz - İsmail, Sultan - Şah, Bihruze - Gülizar Begüm , Kamber - Hüseyin, Sevgi - Aşk, Sevgi - Kıskançlık anlatılmıştır. Şah İsmail'in bakış açısını Kamber tarafından; Osmanlı bakış açısını da yine bir kızılbaş olan Hüseyin Can tarafından dile getirilmiştir. Bu tarihi romanda savaşların ortasında yaşanan aşk ve sevgiler Taçlı Hatun Bihruze ağırlıklı olarak yaşanmıştır. Ömer, Yavuz Sultan, Şah İsmail, Kamber hepsi de güzelliği dillere destan Taçlı Hatun'a aşık olmuşlardır.

7 Ocak 2011 Cuma

Tiffany'de Kahvaltı - Truman Capote

Holly Golightly, Truman Capote’nin yaratmış olduğu hayatı ciddiye almayan, yarın nerede olacağını ve ne yapacağı belli olmayan, sırf bu yüzden kartında mesleği bölümünde “Gezgin” seçen muhteşem bir karakter. Hayatı ciddiye almadığı, her akşam eve geldiğinde unuttuğu ev anahtarı için komşularının ziline basmakta bir sakınca görmemesinden anlaşılmakta. Normal insanlar da anahtar unutabilir ama her akşam bunun tekrarlanıyor olması komşular için ciddi rahatsızlık anlamına gelse de , Holly’e hiç bir sıkıntı vermemektedir.

Holly’nin hikayesini, yine kapı önünde çaldığı komşulardan biri olan yazardan dinliyoruz. Kendi yaşından büyük, hatta çirkin denebilecek insanlarla partiler yapan, Holly’nin uçarı davranışlarından herkes gibi onların da şikayetçi olduğunu anlıyoruz. Fakat anlatılamaz bir çekiciliği, neşesi ve güzelliği sayesinde tüm ziyaretçileri kapısında kul köle ettiğini görebiliyoruz.